Spor Hukuku

Spor hukuku,

  1. Sporcuların haklarını ve yükümlülüklerini düzenleyen kuralları;
  2.  Spor kuruluşlarının yapısını, faaliyetlerini ve aralarındaki ilişkilerini;
  3.  Antrenörler başta olmak üzere sportif yaşamı yönetenlerin eylemlerini, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını;
  4.  Spor gerçek ve tüzel kişilerinin davranışlarını;
  5.  Sporda fair play’i;
  6.  Sporda yargı organlarının hukuki varlığını

ve bunların ihtilafları usul ve esastan çözümleme kurallarını içerir.

Hukukun, spora en belirgin müdehale tarzı yargı kararları yolu ile olmaktadır. Halen yargının spora klasik müdehalesi, kuruluşların disiplin organları ve onların temyiz mercii durumunda olan Tahkim Kurullarının kararları iledir. Bu durum gerek ülkelerin çeşitli federasyonları bünyelerinde gerekse uluslararası federasyonların yapılarının işleyişinde görülmektedir.

IOC bünyesinde ise, “ŞART”ının 25. maddesinde belirtilen Etik Komisyonu (Commission d’ethique du CIO) İcra Komitesinin (Commission Executive) altında bazı konularda disiplin organı fonksiyonunu yerine getirirken, 74. maddesi ile TAS – CAS ve onun olimpiyatlar sırasında oluşturduğu “ad hoc” yapılanma ile yargı fonksiyonları icra etmektedir. Bu durum uluslararası federasyonlarda daha da açıktır. Örneğin FİFA statüsü’nün 40 ve 41. maddeleri Disiplin Komitesi ile Tahkim Komitesini düzenler. UEFA’da ise aynı düzenlemeler benzer yargı organları için statüsü’nün 32-34. maddeleri ile yapılmıştır. Ancak UEFA yargıda bir adım daha ileri giderek statüsünün 58-62. maddeleri ile kendi Tahkim Kuruluna karşı belli konularda temyiz mercii olarak IOC tarafından kurulmuş olan TAS – CAS’ı (Tribunal Arbitral du Sport) tanımaktadır.

TAS’dan bahsederken, aynı bünyede kurulmuş olan CIAS (Conseil International de l’Arbitrage en matiere de Sport)’u da zikretmeden geçemeyeceğim. TAS’ın “Code de l’arbitrage en matiere de Sport, Reglement de Mediation” unun 45. maddesi ve UEFA statüsünün 62. maddesi TAS’ın uygulayacağı hukukun İSVİÇRE HUKUKU olacağını belirtmiştir. Bu durumda yargı burada noktalanmamaktadır. Zira İsviçre Anayasasına göre hukukunun uygulandığı her yerde nihai temyiz mercii İsviçre Federal Mahkemesidir. Ancak bu suretle iç hukuk tüketildiğinde de bir üst mercii olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru imkanı mevcuttur.

Her biri alanlarında uzman ve tecrübeli avukat kadromuzla bu konularda sizleri savunmaya hazırız.

Scroll to Top